“Gulf Stream’de küçük teknesiyle yalnız başına avlanan yaÅŸlı bir adamdı ve tam seksen dört gündür tek bir balık tutamadan dönüyordu.” cümlesiyle baÅŸlar Ernest Hemingway’in 1952’de yayımlanan YaÅŸlı Adam ve Deniz romanı. Sonrasında 1953’te Pulitzer, 1954’te Nobel edebiyat ödülünü alır.
Balık avlamak için teknesiyle denize açılan yaÅŸlı adamın oltasına dev bir kılıçbalığının takılması, onu yakalamak için verdiÄŸi mücadele ve sonrası anlatılır.
***
Yıllarca orkinosları çöp olarak gören Kanadalı balıkçıların hikayesi de bir o kadar ilginçtir:
1970'lerden itibaren uluslararası balıkçılık yasaları gereÄŸi ve çevreci grupların giriÅŸimleri sonucu Japon teknelerinin yabancı sularda trol avcılığı yapması yasaklanır.
Mavi yüzgeçli orkinoslara olan doymak bilmez iÅŸtahını tatmin etmek için Japonya ithalat yapmak zorunda kalır. Hatta Avrupa’nın bazı bölgelerinde orkinosların yakalanmasını finanse etmeye baÅŸlar.
Futbol sahası büyüklüğündeki kafeslerde altı ay boyunca beslenen bu orkinoslar, dünyanın en büyüğü olan Tokyo'daki balık pazarında açık artırmaya çıkarılır.
Tokyo'daki lüks suÅŸi restoranlarında yenen çiÄŸ orkinosun 48 saat önce dünyanın diÄŸer ucundaki bir balıkçının nasırlı elleri tarafından yakalanmış olması oldukça muhtemeldir.
İlginç olan ise Kanadalı balıkçıların hayatı yıllarca çöp bir mal olarak gördükleri orkinoslar için Japon iÅŸ insanlarının tek bir orkinos için 30.000 dolar teklif etmeye ve ardından Tokyo'daki açık artırma için 747 ile uçurmaya baÅŸlamasıyla deÄŸiÅŸir. Jumbo jet, cep telefonu ve soÄŸutma teknolojisi bunu mümkün kılar. 1990'lara gelindiÄŸinde balıkçılar orkinos pazarının artık küresel oyuncuları haline gelmiÅŸtir.
***
KüreselleÅŸmenin, bireyler ve topluluklar üzerindeki etkisini “The Sushi Economy” kitabında Sasha Issenberg böyle anlatıyor.
Öyle ki, bir zamanlar bir tabak çiÄŸ ton balığına dehÅŸetle bakan balıkçılar, Japonların ideal ÅŸekil ve biçim kavramı olan katat halini korumak için balığın tekneden nasıl düzgün bir ÅŸekilde indirileceÄŸi hakkında uzmanlaşırlar.
***
Orkinosların dünya çapındaki bu hareketliliÄŸi gibi, küreselleÅŸme de ülkeleri birbirine ekonomik, finansal, sosyal açıdan baÄŸlarken, pazarın dünya ölçeÄŸinde büyümesini, ulusal sınırların dışına çıkmasını da beraberinde getirmiÅŸtir.
Bireysel veya grup olarak yapılan, genellikle rekabete dayanan, bedensel ve zihinsel olarak gelişimi sağlayan, eğlendirici ve eğitici bir aktivite olan spor da küreselleşmeden payını almıştır.
Teknoloji ve medyadaki geliÅŸmeler, taraftarların tuttukları takımları ve sporcuları dünyanın her yerinden takip edebilmelerine olanak saÄŸlarken Dünya Kupası, Olimpiyat Oyunları ve Formula 1 gibi organizasyonlar ile İngiltere Premier Ligi ve NBA gibi spor ligleri ile artan popülerlik ve eriÅŸilebilirlik sayesinde dünya çapında izleyici sayısı ve küresel hayran kitlesi artmıştır. Farklı ülkelerden gelen sporcular uluslararası liglerde ve etkinliklerde yarışarak mücadelenin kalitesini yükseltirken, sporu zenginleÅŸtirmiÅŸlerdir.
KüreselleÅŸme spor branÅŸları için yeni pazarlar açarak yayın hakları, ürün satışları ve sponsorluklar yoluyla gelirlerin artmasına neden olmuÅŸtur. Küresel ÅŸirketler de marka görünürlüklerini artırmak için spor takımlarına ve etkinliklerine sponsor olarak bu rüzgârdan faydalanmışlardır. Nike, Adidas ve Coca-Cola gibi büyük ÅŸirketlerin FIFA Dünya Kupası gibi uluslararası etkinliklere sponsor olmasını buna örnek olarak gösterebiliriz.
Olimpiyat Oyunları, FIFA Dünya Kupası gibi küresel etkinlikler ile spor, farklı geçmiÅŸlerden gelen insanları bir araya getirerek kültürel deÄŸiÅŸim için bir platform görevi de görmektedir. Bu da farklı kültürlerin daha iyi anlaşılmasını ve kültürel entegrasyonu saÄŸlamaktadır.
Dijital medyanın yükseliÅŸi, spor etkinliklerinin canlı yayınlanmasına olanak tanıyarak küresel bir izleyici kitlesi için eriÅŸilebilir hale getirmiÅŸtir. Sosyal medya platformları da taraftar katılımı ve pazarlama için çok önemli hale gelmiÅŸtir.
Büyük uluslararası etkinlikler dünyanın dört bir yanından turist çekerek ev sahibi ülkenin ekonomisini canlandırmıştır. Olimpiyatlara, Åžampiyonlar Ligi finallerine veya Dünya Kupalarına ev sahipliÄŸi yapan ÅŸehirler önemli ziyaretçi akınlarına uÄŸramıştır. Büyük etkinliklerle sınırlı kalmayan spor turizmi, örneÄŸin Barcelona'nın Camp Nou'su gibi stadyumları ile yıl boyunca ziyaretçi çekmektedir.
Sonuç olarak küreselleÅŸme spor endüstrisini derinden etkilemiÅŸ büyümeyi, yeniliÄŸi ve kültürel alışveriÅŸi teÅŸvik etmiÅŸtir. Birbirine baÄŸlılığın artması daha dinamik ve zengin bir spor ortamı yaratarak sporculara, taraftarlara ve küresel ekonomilere fayda saÄŸlamıştır.
***
Mücadelenin, ne olursa olsun hayata tutunmak için çabalamanın romanı olarak düşündüğüm YaÅŸlı Adam ve Deniz’de kitabın kahramanı Santiago “yıldızları öldürmeye kalkmadığımıza iyi ediyoruz…” der.
Haziran ayı içerisinde TEFAS üzerinden yatırımcılara sunulacak olan, Türkiye’nin spor endüstrisine yatırım yapan ilk fonu BV Portföy Spor Endüstrisi DeÄŸiÅŸken Fonu küreselleÅŸen bu devasa sektördeki global yıldızlara yatırım yapma fırsatı sunacak.
Kimi küser hayatına, kimi yakalar yıldızları…